Osmaniye kuruluşundan günümüze kadar Avrupa-Asya ve Afrika kıtalarına açılan, Adana-Gaziantep-Hatay yol kavşağında önemli bir yerde gelişmesini sürdürmüştür. Bu konumu nedeni ile önemli idari yapılanmalar görülmektedir.
Türk’lerin 1071 yılında Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya yerleşmesine müteakip 1082 yılında Ulaşlılar Aşireti Toroslar’ın güneyine inmişler, bugünkü Osmaniye’nin Haraz mahallesi mevkisine yerleşmişlerdir. Bu olay Osmaniye’nin kuruluşunun başlangıcı sayılmaktadır.
1. Dünya Savaşının sonunda Osmanlı İmparatorluğunun mağlup olması ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesinin imzalanması ile Çukurova’da müşterek hareket eden İngilizler ile Fransızlar 1918 yılının Aralık ayında başladıkları işgal hareketlerini 25 Aralıkta Osmaniye'nin 27 Aralık da Pozantı’nın işgal edilmesi ile tamamlamışlardır. Bölge halkının başından beri bu işgale karşı koyması Milli Mukavemetin temelini oluşturmuştur. Ayrıca bölge halkını harekete geçiren başka sebepler de mevcuttur. Bunlardan birisi de Fransızların silahlandırılıp himaye ettikleri Ermeniler yüzünden Türk’lerde can, mal, namus emniyeti diye bir şey kalmamıştı. İşte bu durum karşısında halk devletten beklediğini bulamamış, nefsi müdafaa durumuna geçerek bölgede “Çete Harbi”ni başlatmıştır. Bu milli direnişin sonucunda Fransızlara karşı Kovanbaşı ve Kanlı Geçit savaşlarıyla anılan önemli muhabereler cereyan etmiş, bu savaşlarda ağır kayıplar veren Fransa 20 Ekim 1921’de Türkiye ile Ankara Antlaşmasını imzalayarak bölgeyi terk etmeye başlamış, 7 Ocak 1922’de Osmaniye’den çekilerek geldikleri gibi geri gitmişlerdir.
Bu sebeple her yıl 7 Ocak Osmaniye’nin Düşman İşgalinden Kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
Osmaniye’nin 3 Kasım 1996 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Ara Seçimleri (Belediye Başkanlığı) öncesinde İl olması gündeme gelmiş, TBMM’de 23 Ekim 1996 tarihinde yapılan oylamada İl olması karara bağlanmış, 28.10.1996 tarih ve 22801 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Türk’lerin 1071 yılında Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya yerleşmesine müteakip 1082 yılında Ulaşlılar Aşireti Toroslar’ın güneyine inmişler, bugünkü Osmaniye’nin Haraz mahallesi mevkisine yerleşmişlerdir. Bu olay Osmaniye’nin kuruluşunun başlangıcı sayılmaktadır.
1. Dünya Savaşının sonunda Osmanlı İmparatorluğunun mağlup olması ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesinin imzalanması ile Çukurova’da müşterek hareket eden İngilizler ile Fransızlar 1918 yılının Aralık ayında başladıkları işgal hareketlerini 25 Aralıkta Osmaniye'nin 27 Aralık da Pozantı’nın işgal edilmesi ile tamamlamışlardır. Bölge halkının başından beri bu işgale karşı koyması Milli Mukavemetin temelini oluşturmuştur. Ayrıca bölge halkını harekete geçiren başka sebepler de mevcuttur. Bunlardan birisi de Fransızların silahlandırılıp himaye ettikleri Ermeniler yüzünden Türk’lerde can, mal, namus emniyeti diye bir şey kalmamıştı. İşte bu durum karşısında halk devletten beklediğini bulamamış, nefsi müdafaa durumuna geçerek bölgede “Çete Harbi”ni başlatmıştır. Bu milli direnişin sonucunda Fransızlara karşı Kovanbaşı ve Kanlı Geçit savaşlarıyla anılan önemli muhabereler cereyan etmiş, bu savaşlarda ağır kayıplar veren Fransa 20 Ekim 1921’de Türkiye ile Ankara Antlaşmasını imzalayarak bölgeyi terk etmeye başlamış, 7 Ocak 1922’de Osmaniye’den çekilerek geldikleri gibi geri gitmişlerdir.
Bu sebeple her yıl 7 Ocak Osmaniye’nin Düşman İşgalinden Kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
Osmaniye’nin 3 Kasım 1996 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Ara Seçimleri (Belediye Başkanlığı) öncesinde İl olması gündeme gelmiş, TBMM’de 23 Ekim 1996 tarihinde yapılan oylamada İl olması karara bağlanmış, 28.10.1996 tarih ve 22801 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.